Müdür yardımcılığına 28 şubat tarihinde yayınlanan yönetmeliğe göre mülakat ve ek1 atama çizelgesi ve sınav puanının belirli kısımları alınarak atama yapılması kararlaştırıldı. Yönetmelik yayınlanmadan yeni bir yönetmelik çıkacağı bilgisi vardı ve herkes de tahmini müdürlüğe mülakat getirilebileceği yönünde idi. Kaldı ki Başbakan bu yönde açıklama yapmıştı ve milli eğitim bakanlığının başbakanın sözünden dışarı çıkamayacağı aşikardı. Zaten kanun hükmünde kararname ile de müdürlüğe mülakat getirilmesinin önü açılmıştı.

Ancak 28 şubat gecesi yönetmelik yayınladığın bütün yönetici adayları şok olmuştu çünkü müdürlüğü bırakın müdür yardımcılığına bile mülakat getirilmiş ve bu da yetmezmiş gibi ek1 çizelgesinin de bir kısmı değerlendirmeye alınmıştı. Bu genç müdür yardımcısı adaylarının önünün kapanması demekti. Hele bir de acemice mi yoksa profesyonelce mi hazırlandığı anlaşılamayan yönetmelikte bazı hükümler vardı ki evlere şenlik. Ek1 de müdürlüğe puan verilmesinin unutulması gibi. Bazı kesimler atamaların kilitlenmesi için kasıtlı yapıldığını düşünüyor bazı kesimler ise iş bilmezlikten kaynaklı hatalar olduğunu düşünüyordu. Sebep ne olursa olsun yönetici adaylarının ocak şubat aylarında yapılması gereken atama hakları bir şekilde ellerinden alındı.

Bir çok internet sitesi ve bütün öğretmenler bu yönetmelikte revize gerektiğini dillendirdiler ve nitekim sonunda yeni müsteşarımız Yusuf tekin ve milli eğitim bakanı Nabi Avcı müjdeyi vererek yeni yönetmelik taslağının katılım modülü üzerinden yayınlanacağını ve fikir aldıktan sonra yönetmeliğin hazırlanacağını söyledi. Bu yönetmeliği 12 kişiden oluşan bir örneklem hazırlıyor bilgisi de bizlere verili. Bu 12 kişinin hangi sendikaya üye olduğu da açıklanırsa iyi niyetli olarak göreve başlayan sayın müsteşarımızın samimiyetine daha çok inanırız.

İnternet sitelerinde takip ettiğimiz kadarıyla her öğretmen çıkacak yönetmelik maddelerini kendi çıkarına yontarak taleplerde bulunmaya başladı. Barajı zar zor aşanlar mülakat yanlısı ve ek1 yanlısı, yüksek puanlar sadece sınav puanlı atama yapılması taraftarı oldu. Hele bazı kesimler de var ki yeni sınav yapılmadan atamalar yapılmasın demeye kadar götürdü işi. Ancak gelelim işin doğrusuna.

1- Mülakatın her türlüsü torpil demektir ve siyasi güce sahip olanların idareci olması demektir. Hak etmeden torpil ile göreve gelecek olan bu arkadaşlarımız binlerce kişinin kul hakkını yemeyi göze almalarının yanında küçücük çocuklara örnek olacak kişiler olması kadar içler acısı bir durum yoktur. Bu kişiler utanmadan öğrencilerin karşısına geçip doğruluktan dürüstlükten nasıl bahsedecekler merak ediyoruz doğrusu.

2- Ek1 çizelgesinin liyakat olduğu söyleniyor. Buna bir dereceye kadar katılına bilir. Eğer ek1 çizelgesi hakkaniyetli bir şekilde hazırlanmış olursa buna kimsenin ses çıkarmayacağı aşikardır. Ancak 3000 liraya alınan yüksek lisanslara ek1 de fazla puan veriliyorsa buna herkesin itiraz etmesi gayet doğaldır. Tezli yüksek lisanslara isterseler 10 puan versinler kimsenin sözü yok ama bazı sendikaların sırf atama dönemlerinde üyelerini yerleştirme çabasıyla yaptırdıkları tabiri caiz ise 3000 lik yüksek lisanslara bu kadar fazla puan verilmesi adaletsizliktir.

3- Müdürlükte adil bir ek1 çizelgesi bir dereceye kadar kabul edilebilir. Ancak müdür yardımcılığında ek1 çizelgesindeki puanların atama puanlarına eklenmesi son derece yanlış bir adımdır. Çünkü ek1 çizelgesi tamamen mesleğin sonlarına gelmiş meslektaşlarımıza büyük avantajlar sağlamaktadır. Genç öğretmenlerimiz isterseler sınavdan 100 alsınlar bu ek1 çizelgesi olduğu sürece istedikleri yerlere atanmaları hayal demektir. Çünkü meslekteki her yıla puan verilmesi , 1 sefer yapılan ve bir daha yapılmayan uzman öğretmenliğe puan verilmesi ,ödüllere puan verilmesi genç öğretmenlerin dezavantajı olmaktadır. Sınav giriş şartı olan 3 yılını doldurmuş öğretmenlerin ne ödülü vardır ne uzaman öğretmenliği vardır ne de hizmet süresinden alabilecekleri puanları vardır.



Milli eğitim bakanlığının ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasını bir kez daha uyguladığını gördük. Artık herkes müdürlüğe mülakatı kabullendi ama müdür yardımcılığına mülakatın kaldırılması için çabalar hale geldi. Milli Eğitim Bakanlığının bir an önce yaptığı yanlıştan dönerek müdür yardımcılığına atama için sadece sınav puanını baz alması ve müdürlük için eskiden olduğu gibi sınav puanı ve ek1 çizelgesini baz alması en adili olacaktır. Yönetmelik maddelerinde belirli kesimleri kayırma anlamına gelenler bir an önce çıkarılmalıdır. Bu maddeler olduğu sürece bu ülkede torpil denen zihniyet bitmeyecek ve artarak devam edecektir. Adı ADALET ve kalkınma partisi olan bir partinin iktidar olduğu ve bakanının olduğu ülkede umarız gereken yapılır ve bu adaletsizliklerin önüne geçilir. Kurucu müdürlerin daha sonra norm fazlası olarak tercih yapmaları alenen niyetin ne olduğunu ortaya koymaktadır.

Öğretmenler yıllardır bazı kesimlere ayrıcalık tanınmasından adeta yılmış durumdayken bu olayın giderek artırılmaya çalışılması önce bakanlığımıza sonrada devletimizin adaletine karşı güvenimizi son derece sarsmaktadır. Yetkililere duyurulur.